Sol Ayağım, dünyaya beyin felciyle gözlerini açmış ve uzun süre hareket ve konuşma yetisi olmadan yaşamış Christy Brown’un, sadece sol ayağını kullanarak yazdığı otobiyografik türde bir romanıdır. Christy, büyüdükçe sahip olduğu özel gereksinimin hayatındaki yerinin farkına varır. Kullanabildiği tek uzvu olan ayağıyla yapamadıklarına karşı mücadeleye başlar.
Bir insanın yeni bir güne başlayacak motivasyonu kendinde bulabilmesi için gerekli olan en önemli şeyler; yarına dair umutları ve hayalleridir. Kitap boyunca Christy’nin bu olayla ilgili sancılarını okuduk. Christy, belki çevremizde gördüğümüz pek çok özel gereksinimli birey gibi, kendi durumunun farkına vardığı günden itibaren varlığının sebebini, bu hayattaki yerini ve amacını belirlemeye çalışmıştır. Neden kardeşlerinden biri değil de, kendisinin özel gereksinime ihtiyaç duyduğunu sorgulamış ve aslında cevabı yine kendisi vermiştir. Eğer bedensel olarak yetersizliği olmasaydı, o da kardeşleri gibi duvar örme ustası olacaktı. Çevresindekilerin ona karşı beklentilerini en aza indirgemesine neden olan bedensel yetersizliği, aynı zamanda Christy’nin yaşamak için bir amaç uğruna çabalayabileceği bir şey bulmasına vesile oldu: Yazmak.
Yazı, seslere diğer insanlar gibi anlam katamayan Christy için tek iletişim aracıydı. Annesi Bayan Brown, Christy’nin yazıyla tanışmasını sağladı. Bu süreçte ona en büyük motivasyon kaynağı annesi olmuştur. Belki bu yüzden Christy’nin yazmaya değer gördüğü ilk kelime “anne”dir. Yazmak onun için mucizeden farksızdı. Yazı, acılarının ve yılgınlıklarının olduğu yere inancı inşa eder.
Christy, her şeyden önce bir çocuktu. Her çocuk gibi en çok ihtiyaç duyduğu şeylerden biri ilgiydi. Annesinin çocuğuna olan inancı, ona daha fazla ilgi göstermesini sağladı. Eğer annesi Christy’den umutlu olmasaydı ve ona yeterince ilgi göstermeseydi bir mum daha sönerdi. Christy’nin de dediği gibi “Çarpık ağızlı ve yamuk elli bir çocuk, bu sorunlarına müdahale edilmeden büyümeye terk edilmişse kolayca ve hızla hayata ve kendine karşı yanlış ve çarpık davranışlar geliştirebiliyor. Hayata vücudu kadar zarar görmüş bir zihinle bakar hale geliyor.” Bu yüzden Christy, dış dünyası ile iç dünyası arasına duvar örer.. Daha da içine kapanarak geleceğe karamsar bir şekilde bakmaya başlar. Bu süreçte başkalarının kolaylıkla yapabildiği ama kendisinin yapamadığı şeyler onun acı çekmesine neden olur. Bu durum özellikle inanç duygusunu sarsar ve bunları adaletsizlik olarak yorumlar. Daha sonra iyileşebileceğine dair aldığı haberler umutlarını yeşertir. Ayrıca hayatta ona da yer olduğunu, yaratılan her şeyin bir amacının ve öneminin olduğunu fark eder. Bu sırada annesinin ona olan inancı bir an olsun azalmaz. İlk başta doktorların zihinsel engelli dedikleri bir çocuktan dünya edebiyatına bir yazar kazandırmak, bir annenin çocuğuna duyduğu inanç ve sevgi ile gerçek olur. Anne faktörü kitapta oldukça öne çıkar. Bir annenin, pek çok yönden dezavantaja sahip çocuğu için nasıl parlak bir ışık, her şeyden önce nasıl büyük bir umut kaynağı olabileceğini okucuya öğretiyor.
Christy için diğer umut kaynağı ise yeni bir tedavi yönteminin bulunması olur. Tedavi sürecinde sol ayağını kullanmayıp diğer uzuvlarına odaklanması gerekir. Sol ayağı, onun dış dünya ile kurduğu tek bağlantı yoludur. Onu kullanamamak, sahip olduğu tek iletişim aracının elinden alınması aslında kendi karanlığına hapsolması demektir. Böylece fedakârlığın ne demek olduğunu öğrenir. Bu fedakârlığın ona yeni bir hayat, yeni bir düşünce ve davranış biçimi kazandırmasını umut eder. Tedavi süresince pek çok gelişmeler yaşanmasına rağmen, Christy sahip olduğu bedensel farklılıkların asla tamamen ortadan kalkmayacağının farkına varır ve bu farkındalık onun canını acıtır.
Sol Ayağım, Christy gibi bedensel farklılıklara sahip olan çocukların çoğu zaman yaratık muamelesi gördüğü bir toplumda her eğitimcinin, yargıyı kırması için sınıflarda ilmek ilmek işlemesi ve irdelemesi gereken bir kitap… Yalnızca şefkate ihtiyaç duyan bu çocuklar için acıyan bakışlar fazlasıyla yıkıcı oluyor. Bu noktada ebeveynler ve eğitimciler başta olmak üzere tüm topluma büyük görev düşüyor. Christy, toplumumuzda birçok bireyin imkânsız olarak nitelendirdiği şeyi başarmıştır. Christy, bir çocuğun isterse tüm engellere rağmen öğrenebileceğini ve başarabileceğini, eğitimcilere ve öğrencilere tüm içtenlikle anlatıp kanıtlamıştır. Christy’nin inanılmaz çabasının öyküsünü okuyarak her bireyin duyarlılığının biraz daha artacağını öngörebiliriz. Kitabı daha etkileyici kılan bizzat yazar Christy Brown’un yazmış olmasıdır. Yazar, çoğu eğitimcinin, ebeveynin ve çocuğun imkansız bulduğunu başarmıştır. Hikâyesini tüm dünyaya bizzat kendisi anlatmıştır. Hem de en kalıcı yolla: Yazarak…
KİTAP ADI: SOL AYAĞIM
YAZAR: CHRISTY BROWN
İNCELEME YAZARLARI :
İngilizce Öğretmen Adayları
• GAMZE DAĞ
• EMİNE TOPTAŞ
• ELİF BAYSAL
NOTLAR :
1) Bu çalışma 04.04.2018 tarihinde “www.edbatoplulugu.com” adresinde yayınlanmış olup 3139 okunma sayısına ulaşmıştır. “www.edbatoplulugu.com” sitesinin güncellenmesi kapsamında kapatılmasından dolayı içerikleri de bu siteye 14.07.2023 tarihinde taşınmıştır.
2) Yazının altındaki okunma sayacı 22.11.2023 tarihinde aktif edilmiştir. Burada belirtilen sayı (3139) ile okunma sayacındaki sayının (alttaki) toplamı yazının gerçek okunma sayısını vermektedir.
3) EDBA Topluluğu hem “www.edbatoplulugu.com” hem de “www.edbaacademy.com” sitesinin sahibidir. “www.edbatoplulugu.com” sitesi yerine yazılar artık eğitim ve yayın kuruluşumuz olan EDBA Akademi’nin resmî sitesi “www.edbaacademy.com”da yayınlanacaktır.