Her Çocuk Özeldir – Yerdeki Yıldızlar

Filmin Bize Farkındalık Kazandırdığı 10 Pedagojik Öğreti :

1) Her anne ve baba çocuğunun kendisine ve başkalarına olan güveninin kalesidir.

Bir çocuğun özgüveninin ve başka insanlara olan davranışlarının temeli anne ve babaların kendisiyle kurduğu ilişkiye bağlıdır. Anne ve baba çocuğunu eğiteyim derken onu kendisine ve hayata küstürmemelidir. Bir kere küstürülen çocuğun maalesef eğitilme fırsatı büyük olasılıkla kaçmaktadır. Filmde Ishaan’ın okulda başarısız olduğunda zorla okula götürüldüğünü görüyoruz. Ailesinin kendisine baskı kurması, ailesinden uzaklaşmak zorunda kalması ve gittiği okulda fiziksel ve duygusal istismara maruz kalması kendisini eğitimden tamamen yıldırıyor. Çizme yeteneğini de kaybedip tamamen içine kapanıyor. Çocuğunuza hiçbir konuda baskı kurmayın ve onu sık sık suçlamayın. Seçimlerini kendisinin yapması için ona izin verin ve ona değerli olduğunu hissettirin.   

2) Çocuk eğitilirken cezadan, şiddetten ve istismardan kaçınmalısınız.

Çocuk dayakla terbiye edilmez. Eski yıllarda terbiye aracı olduğu zannedilen dayak kültürü artık çocuğun fiziksel ve duygusal istismarı olarak kabul ediliyor. Çocuğa şiddet uygulamak çocuk istismarı kapsamına giren ciddi bir suçtur. Çocuğa bağırmak bile aslında onu aşağılamaktır. Çocuğun ebeveyni olarak ona her türlü muamele yapmayı kendinize hak görmemelisiniz. Şiddet terbiyeli insan yetiştirmez, tam aksine vicdansız insan yetiştirir. Siz ne kadar ona yanlış davranışın sonucu kötü olur gibi bir algı uyandırmaya çalışsanız da çocuk bunu kendi değersizliği olarak algılar. Bu da ileriki yıllarda yaptığı hataların vicdani yükünü hissetmemesine sebep olur. Filmi dikkatli izlerseniz Ishaan’ın ailesinden ya da okulundan her şiddet gördüğünde özgürleşmek için kuralları hiçe saydığını göreceksiniz. Ishaan’ın özgürleşme çabası aslında hayatın içinde huzuru ve şefkati aramasıdır. 

3) Çocuğun davranışlarına hemen müdahale etmeden önce onu  anlamaya çalışın. Gerekirse uzmana danışın. 

Çocuğun davranışlarını yönetebilmek için en önemli adım önce onu anlamaya çalışmaktır. Çocuğun davranışında bir kusur gördüğünüzde telaşa kapılmamalısınız. Önce onunla konuşmaya çalışarak sorununu anlamaya çalışın. Baktınız olmuyor, zaman kaybetmeden bir psikolog uzmana danışın. Bir kez danışmakla yetinmeyin, süreci uzmanla birlikte yönetin. Çocuğun problemli davranışının çözümü için uygulayacağınız bu yol en etkili ve verimli yol olacaktır. Eğer Ishaan’ın ailesi ilk şikayeti aldıkları anda çocuğu suçlamak yerine bir uzmana danışsalardı, onun disleksi olduğunu daha erken öğreneceklerdi. Böylelikle çocuğu yatılı okullara göndermek zorunda kalmayacaklardı. 

4) Sorunu olan bir çocuğu eğitime kazandırmak için doğru bir planlama yapmalısınız.

Ne demiştik ? Önce onu yargılayıp etiketlemeden önce onu anlamalısınız. Özellikle ilkokul kademesinde bu çok önemli. Sorunu olan bir öğrenciyi eğitime kazandırmak için doğru bir planlama ile hareket etmelisiniz. Ram’ın, Ishaan’ı eğitime döndürmek için neler yaptığı dikkatinizi çekti mi ? İlk olarak onu anlamak için defterine açıp baktı. Acaba Ishaan diğer derslerde de bir şey yapmıyor muydu ? Defterine ilk baktığında onun disleksi sorununun olduğu anladı. Zaten kadrolu çalıştığı özel okuldan bu konulara karşı tecrübeliydi. Daha da emin olmak için ailesi ile konuştu. Orada resim yapmayan Ishaan’ın hayal gücüne ve resim yeteneğine tanık oldu. Ishaan’ın ben yapamıyorum algısını kırmak için ona özel ders işledi. Sorununa atıfta bulunup, bu sorunu aşan önemli insanları sıraladı. Ram’ın bu davranışı, kafasını bile kaldıramayan Ishaan’ın kırılmış olan özgüvenini yerine getirerek derse katılmasını sağladı. Atıfta bulunmak yetmiyordu. Ona değerli olduğunu hissettirmek için kendi başına uçak yapıp gölde yüzdürdüğü zaman “Aaa Ishaan uçak yapmış !” deyip onu sınıftaki arkadaşlarına alkışlattı. Tabi bu sıradan davranışta onu kurtarmak için yetmeyecekti. Asıl önemli görev onu bekliyordu. Müdürü ikna edip ona özel ders vermeye başladı. Hem disleksi için hem de onun resme olan ilgisini de kullanarak ona özel bir yöntem geliştirdi.  Özel bir çalışma programıyla ona okumasını yazmasını ve sayıları öğretti. Ishaan’ı eğitime kazandırmak için ilk önemli adımı atmıştı. Sıradaki adım onun kendiliğinden uçmasını sağlayacak bir adımdı. Tüm okulda resim yarışması düzenletti. Ishaan kendi hayal dünyasından bir resim yaparken, öğretmeni Ram kendisini çizdi. İlk başta işe yaramaz ve tembel dedikleri sürekli azarlayıp şiddet uyguladıkları Ishaan resim yarışmasında öğretmeninin de üstünde derece alarak birinci oldu. Ailesi okula çağırıldığında artık Ishaan’dan gururla bahsedecekleri bir başarısı vardı. O okula geldiğinde sürekli ailesinden haber bekleyen ve onların yayına gitmeye can atan Ishaan, resim öğretmeni Ram’dan kolay kolay ayrılamadı. Ailesinin yanına dönmeden önce ona koşarak sarıldı. 

Ram, Ishaan’ı hayata döndürmeyi başarmıştı. Şimdi filmin hikayesinden çıkıp bu adımları neden gerçekleştirdiğiyle ilgili birkaç madde sıralayalım. Beşinci ve sekizinci maddeyi bu kapsamda okuyabilirsiniz.    

5) Öğrenciye verdiğiniz eğitimin etkili olması için ailesi ile düzenli iletişimde olmalısınız ve onlarla işbirliği yapmalısınız. 

Bir çocuğun karakterinin ve başarısının şekillendiği en önemli ortam ailesidir. Çünkü bir insan en uzun süreyi ailesiyle birlikte geçirir. Oysaki bir öğretmen yalnızca belli bir zaman ve belli bir yer için insan hayatında vardır. Hem bu nedenden dolayı hem de bir öğrenciyi okul ve aile arasında seçim yapma zorunluluğunda bırakmamak için; öğretmenler ailelerle düzenli iletişimde olmalı ve onlarla işbirliği yapmalıdır. Böylelikle öğretmen hem öğrenciyi daha yakından tanıyabilir hem de ailesindeki hatalı davranışları düzelterek tutarlı bir eğitim uygulayabilir. 

Ram, Ishaan’ın ailesiyle iletişimi hiç koparmadı. Babası okula geldiğinde ona bir çocuk için ilginin ne kadar önemli olduğunu anlattı. Sonrasındaki sahne anlattıklarını doğrular nitelikte büyüleyiciydi. Bir zamanlar annesinin zorla kaldırıp, zorla üstünü giydirip, zorla kahvaltı yaptırarak ve zorla kolundan tutup okula gönderdiği Ishaan; artık kendi başına erken kalkıyor, kendi başına hazırlanıyor ve en önemlisi okuluna istekli geliyordu. 

6) Çocuk hiçbir zaman bir başkası ile kıyaslanamaz. 

Ne diyor film ? Her çocuk özeldir. Hiçbir insanın dünyada eşi ve benzeri yoktur. Çünkü o, kişisel özellikleri ve yaşam planıyla birlikte milyarlarca insandan farklı olarak dünyaya geldi.  

Öğrenme güçlüğü yaşayan çocukların kıyaslanma durumları diğer çocuklara göre daha sık karşılaşılan bir durumdur. Derslerdeki başarısızlık, diğerlerine göre daha düşük ders performansı aileleri bu duruma itmektedir ve çocuklarda çekingenlik ve suçluluk duygusu yaratmaktadır. Fakat her şeyden önemlisi karşılaştırma yoluna gitmeden durumun kabulu ardından uzman ile işbirliği yapılmalıdır.

Başkahramanımız Ishaan öğrenme güçlüğü yaşadığını çevresindeki hiç kimse fark edememiş ve onu diğer arkadaşlarıyla kıyaslayarak derslerindeki başarısızlığın sebebinin yaramazlık yapması, tembel olmasından kaynaklandığını düşünmüşlerdir. Fakat başarı diye adlandırılan şeyin diğer arkadaşlarıyla kıyas yoluna giderek derslerde notlarının yüksek olması ya da sınıfının birincisi olma halı olmadığıdır. Kıyas ile başarı değil rekabet ortamı oluşur, kıyas ile mutluluk değil kaygı duygusu meydana gelir. Karşılaştırma yapmak, çocuğu belli bir sıraya koymak onu diğerleriyle aynı olmaya iter ve sıra dışılık, özgünlük ortadan kalkar. Dünyayı değiştiren insanların sıra dışı oldukları düşünüldüğünde kıyaslama ve kalıplara sıkıştırmanın ne kadar yanlış olduğu rahatlıkla fark edilmektedir.

7) Bir öğrencinin en verimli öğrenme ortamı kendisini başarılı ve değerli hissettiği ortamdır. 

Ishaan’ın öğretmeni yardımıyla gelenekselleşmiş eğitim normlarından uzak farklı tekniklerle derslerinde başarılı bir hale gelmiştir. Öğretmenin öğrenci ilgisine yeteneğine uygun öğrenme ortamları oluşturması ile Ishaan kendini ortaya koyabileceği, kendini daha başarılı ve değerli hissedebileceği bunun yanında kendine inandığı ve her şeyden önemlisi mutlu olabileceği bir ortama dönüşmüştür okul. Beceriksiz olduğunu düşündüğü ve bunun doğrultusunda tepki niteliğinde gösterdiği davranışların ortadan kalkması çocuk eğitiminde ilginin, koşulsuz sevginin önemini vurgular.

8) Ona özel ilgi gösterin ve başarıyı mutlaka yakalamasını sağlayın. 

Sorunu anladıktan sonraki basamak işin en zor basamağıdır. Siz artık onun sorunuyla baş başasınız. Duvarı yıkıp ona yol açmanız gerekiyor. Bunun için ona özel zaman ayırmalı, soruna özel öğretim  yöntemleri kullanmalı ve mutlaka ona bir şekilde başarıyı tattırmalısınız. Yalnızca bir öğrencinin onu sınırlayan özelliklerini değil onun diğer insanlardan farklı kılan olumlu özelliklerini de tanımalısınız. Olumlu özelliklerini geliştirmek için ona uygun ortamlar yaratıp başarma duygusunu tatmasına fırsat vermelisiniz.  

9) Bir çocuğa en iyi olmayı değil, ona kendi potansiyelini en iyi kullanmayı öğretin.

Alper Emre Karaman : Eğitim sistemi öğrencileri başarılı ve başarısız diye ayırır. Peki kime göre ? Neye göre ? Okul başarısı iyi olan öğrenci sisteme göre çalışkan öğrenci olur, başarısız olan öğrenci tembel olur. Peki öğrencileri böyle sınıflandırmak doğru mudur ? Başarısız olan öğrencinin başarılı olma ihtimali yok mudur ?

İşte burada bireysel farklılıklar devreye giriyor. Kimi öğrenci fen ve matematikte başarılı olmayabilir ama belki müzikte ya da resimde başarılıdır. Ya da tembel diye dışladığınız öğrenci belki de ülkeye olimpiyatlarda madalya getirecek bir sporcu olabilir. Öğrencinin başarısızlık sebebi illa tembellik olmayabilir, belki özel öğrenme güçlüğü sorunu belki de gözünde ya da kulağında fark edilmemiş duyu sorunları olabilir. Filmde özel öğrenme güçlüğü sorunu yaşayan Ishaan’ın doğru bir yönlendirme ile kendisini resimde nasıl bulduğunu ve yeteneğini nasıl keşfettiğini görüyoruz.  

Elif Nazlı Yaşa: Öğrenme güçlüğü, zeka ile ilgili bir bozukluk değildir. Normal zeka veya normalin üzerinde zekaya sahip bireylerde görülebilir. Başkarakterin derslerinde başarısız olması, okuma yazma cebir gibi derslerde yaşıtlarına göre daha geride olmasını onun zekasından kaynaklanan bir durum değildir.  

Öğrenme güçlüğü yaşamayan çocuklara göre daha geride görünmelerinin sebebi ilerlemek istedikleri yolun diğerlerinin ilerlediği yola göre daha engebeli, daha zor ve uzun  bir yol oluşudur. Bu yolda ilerlerken daha fazla güçlükle karşılaşırlar ve bu zor ve uzun yolda fark edilmemelerinin verdiği ağırlık kendilerini beceriksiz, yetersiz, değersiz hissetmelerine neden olabilir. Kendilerine olan güvenin zedelenmesi hatta belki hiç oluşmaması kendi potansiyellerinin ortaya çıkmasına engel teşkil eder. Çocukların yapamadıkları alanları düzeltmek bu alanları üst seviyeye ulaştırmak için çabalamak yerine yapabildikleri, yetenekleri olduğu alanlara yönelmek ve yapamadıkları alanları geliştirmek için yeteneği oldukları alandan yardım alarak gelişimi sağlamak gerekir. Disleksili kahramanımızda da görüldüğü gibi yeteneklerinin olduğu alanların keşfi (örneğin yaratıcılık, sanata ilgi, resim çizme yeteneği gibi) onların potansiyellerini ortaya koymalarına yardımcı olmaktadır ve kendine inanmalarında önemli bir role sahip olmaktadır.

10) Okul bir insanın kalıplaşmış dayatmalarla bir şekle sokulduğu yer değildir. Okul bir insanın kendisini keşfettiği bir yerdir. 

Filmden bir bölüm, Resim öğretmeni öğrencilerden resim çizmelerinin ister. Bunun üzerine şöyle bir soru alır; 

Öğrenci : ‘Peki ne çizeceğiz hocam, masada hiçbir obje yok?’ der

Öğretmen: ‘ Bu masa mı! bu masa sizin hayal gücünüz için oldukça küçük. ‘ sözleri üzerine öğrenciler kendi hayal güçleri doğrultusunda resim çizmeye başlarlar.

Yukarıda da bahsedildiği gibi çocukların hayal gücü oldukça geniş onları kalıplaşmış dayatmalarla sınırlandırmak onlara faydadan çok zarar getirir. Çocukların hayal güçlerine sınırlama koymak farklılıklara, sıra dışı olmaya engel olur. Kendini keşfeden, farklılıklarının bilincinde olan bireyler fikri hür, vicdanı hür ve irfanı hür bireyler olma özelliğine sahiptirler.

    HAYATININ AMACINI MUTLU OLDUĞUN YERDE ARA…☺

İnceleme Yazarları :

Alper Emre KARAMAN & Elif Nazlı YAŞA 

NOTLAR :

1) 1, 2, 3, 4, 5, 6 (giriş cümlesi), 8 ve 9. maddeler Alper Emre KARAMAN’ın ;  6, 7, 9 ve 10. maddeler ise Elif Nazlı YAŞA’nın çalışmasıdır. 

2) Bu çalışma 04.04.2018 tarihinde “www.edbatoplulugu.com” adresinde yayınlanmış olup 25 437 okunma sayısına ulaşmıştır. “www.edbatoplulugu.com” sitesinin güncellenmesi kapsamında kapatılmasından dolayı içerikleri de bu siteye 14.07.2023 tarihinde taşınmıştır.

3) Yazının altındaki okunma sayacı 22.11.2023 tarihinde aktif edilmiştir. Burada belirtilen sayı (25 437) ile okunma sayacındaki sayının (alttaki) toplamı yazının gerçek okunma sayısını vermektedir. 

4) EDBA Topluluğu hem “www.edbatoplulugu.com” hem de “www.edbaacademy.com” sitesinin sahibidir. “www.edbatoplulugu.com” sitesi yerine yazılar artık eğitim ve yayın kuruluşumuz olan EDBA Akademi’nin resmî sitesi “www.edbaacademy.com”da yayınlanacaktır. 

Okunma Sayısı: 107
Facebook
Pinterest
Twitter
LinkedIn